9 Haziran 2018 Cumartesi

Kitaplar Kalbimden Vurur | Mim

Herkese merhaba!
Sevgili Periodic Library ve Kağıttan Dünyam'ın beni mimlemesi vesilesiyle bu mimle sahnedeyim!
Beni mimlediğiniz için çok teşekkür ederim 007 ve İlkay! ^_^




1-) Okumayı size sevdiren ne oldu?
Aslına bakarsanız küçüklüğümden beri kitap okumayı hep sevdim.
Küçükken kendimce ilginç bulduğum kitapları alıp öylesine okumaktan çok hoşlanıyordum. Okuduğum ilk kitaplar arasında olan Comtesse de Segur'dan Bir Eşeğin Anıları'nı okuduğum zamanları memuniyetle hatırlıyorum. :)

Ancak bir kitap var ki, kitaplara karşı olan sevgimi yadsıyamayacağım derecede arttırdı.
Bir alışveriş merkezindeydik ve babam bana istediğim herhangi bir kitabı alabileceğimi söylemişti. Ben de gözlerimi kitapların olduğu raflarda gezdirdim ve o sırada bir kitap bana göz kırptı: Bir Şapşalın Günlüğü 2. İlk görüşte aşka inanmam ama o an kitapla benim aramdaki bağı başka nasıl açıklayacağımı da bilemiyorum. :)

Kitabı, nicelik olarak hatırlamadığım ama kısa olduğundan emin olduğum bir sürede bitirdim. Bu serinin 2. kitabıydı ve diğer kitapları da almak için sabırsızlanıyordum. Böylece seriye 6. kitaba kadar uzanan bir serüvenle devam ettim. İşin komik kısmı ise en son 1. kitabı almış olmam. :)

Uzun, çoooook uzun bir süre serinin devamı çevrilmedi sevgili okuyucularım. Serinin devam kitaplarını İngilizce olarak görüp Türkçe olarak görememek, her seferinde hüznün tohumlarının kalbime ekilmesine neden oldu.

Ben de seriyi çok özlediğimden geçen ay seriye tekrar başlama kararı aldım. Serinin kitaplarını yan kitap olarak aralıklı bir şekilde okuyorum. Böylece karakterle vakit geçirmiş ve özlem gidermiş oluyorum. ^_^
Bu noktada günlüklerin sahibi olan Nikki Maxwell'dan bahsetmeden geçmek istemiyorum. Söylemeliyim ki, onu çocukluğumdan bu yana hala çok seviyorum. Arada bir kendine güvenmemezlik etse de çok düşünceli, nazik ve eğlenceli biri olduğunu biliyorum. ^_^

Her zaman içinizdeki şapşalın parlamasına izin verin!

Veee, inanamayacaksınız ama az önce sırf bu blog yazım için Bir Şapşalın Günlüğü ile ilgili resimlere göz atarken serinin 6.5 ve 7. kitaplarının çevrilmiş olduğunu gördüm! Buna inanabiliyor musunuz? Öyle uzun zamandır bu anı bekliyordum ki... Şükürler olsun! ^_^
Yalnız bunun, tam da seriye tekrar başladığım ve seriden özlemle bahsettiğim bu zamana denk gelmesi, benim için çok anlamlı oldu. :)


2-) Hiç bir kitabı sayfalarını çevirerek biriyle okudunuz mu?
Birkaç kere okumaya çalıştım. Öyle durumlarda odak noktam bulanıklaşıyor ve tam olarak adapte olamıyorum maalesef. Bu yüzden en iyisi, tek okumak bence.

3-) Yolculuğa giderken yanınıza kaç kitap alırsınız?
Genellikle bir.


4-) Asla okumam dediğiniz kategori nedir?
Benim için öyle bir kategori mevcut değil. Tıpkı müzikte olduğu gibi. Nasıl kulağıma hoş gelen her türlü müziği dinleyebiliyorsam, beynime ve kalbime hoş gelen her türlü kitabı da okuyabilirim.


5-) Kitapları renklerine göre mi, alfabeye göre mi sıralarsınız?
Boyutlarına göre sıralıyorum. :) İkinci kriterim ise, yayınevi oluyor genelde.

6-) Okurken size eşlik edecek bir hayvan ister miydiniz?
Ben kitabı okuduğum sıralarda dikkatimi çok dağıtmayacağı sürece, evet. Mesela bu hayvan bir... Mamut olabilir! Evet, neden olmasın? Tamam, biliyorum nesli tükenmiş olabilir ama uslu bir mamutun üstünde oturup kitap okumak kulağa bence hiç de fena gelmiyor, siz ne dersiniz? ^_^

7-) Bookstagram olarak kendi stilinizi oluşturduğunuzu düşünüyor musunuz?
Bir bookstagram olduğum söylenemez. Ara ara kitap fotoğrafları paylaşıyorum sadece, hepsi bu. :)


Evet, mimin sonuna geldik. :)
Gökkuşağı tadında günler dilerim! ^_^

2 Haziran 2018 Cumartesi

FAVORİLER | MAYIS 2018

Herkese merhaba!
Mayıs favorileriyle karşınızdayım! ^_^



KİTAP
1-) Yaşamayı Öğrendiğim Gün - Laurent Gounelle (10/10)

Laurent Gounelle çok sevdiğim bir kişisel gelişim yazarıdır. Kitaplarıyla, beyin sinyallerimi şaşkınlık bileşenleriyle buluşturur ve aynı hususun bu kitapta da geçerli olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Yakın bir zamanda öleceğini öğrenen bir adamın yaşama karşı bakış açısının nasıl bir değişime uğradığını anlatan bu kitabı size tüm kalbimle tavsiye ediyorum.

"Anahtar iyilikteydi. Kim olduğunu bilmekte, her an ve tamamen kendin olmakta ve başka bir şey olmayı reddetmekteydi."

Kitapta; öğrendikten sonra ciddi anlamda şaşırdığım, ilham verici bilgilerin de mevcut olması kitaba daha da bağlanmama sebep oldu.
Mantalitenize biraz sihir katmak için gerçekten çok güzel bir kitap! ^_^

2-) Nietzsche Ağladığında - Irvin D. Yalom (9.2/10)

Nietzsche'nin düşüncelerini esas alan bu kitabın fikirsel DNA'sı gerçekten sıra dışı genlere sahip.

"Beni öldürmeyen şey, beni güçlendirir."

Kitabın içerdiği bazı fikirler benliğime hitap etmese de bazı fikirlerin ise gerçekten çok güçlü olduğunu düşünüyorum.

FİLM
The Greatest Showman (9.9/10)

Tüm ruhumla söylemeliyim ki, bu filmi var olduğum sürece her zaman çok seveceğim. Bu film, var olduğum sürece her zaman kalbimde olacak. Sonsuza kadar var olacağım düşünülürse bu filmin içsel evrenimin son derece kalıcı bir parçası olduğunu söyleyebilirim.


Müzikal bir film. Hayatımda izlediğim en iyi müzikal filmiydi. Şarkıları kelimenin tam anlamıyla sihirli.



Film; farklılıkları nedeniyle ötekileştirilen, hor görülen insanların sesini öyle güzel duyurmuş ki... Onların da var olduğunu ve onların da en güzel sahneleri hak ettiğini öyle güzel yansıtmış ki.... Ne diyeceğimi bilemiyorum.

Eğer filmin bir sahnesinde şiddete başvurulmasaydı benim için kusursuz bir film olurdu.

KISA FİLM
My Shoes (9/10)

Türkçe altyazılısı için tıklayabilirsiniz.

Çok anlamlıydı. Yaklaşık 4 dakika süren bu kısa filmi izlemenizi çok isterim. :)

MÜZİK
1-) Heal The World - Michael Jackson
Bu şarkı bir başyapıt.
2-) Smooth Criminal - Michael Jackson
Merak ediyorum, bir insan bir şarkıyı nasıl bu kadar etkileyici söyleyebilir? *_*
3-) Billie Jean - Michael Jackson
Üzgünüm Billie Jean; çocuk, Michael Jackson'ın oğlu değil. ;)
4-) This Is Me - The Greatest Showman
Son derece etkileyici ve sihirli. Aynı zamanda da güç aşılayıcı.
5-) From Now On - The Greatest Showman
"İçimdeki sözler çalmaya başlasın, yüreğimdeki bir marş gibi."
6-) Back To You - Selena Gomez
Masalsı bir şarkı... ^_^ Selena Gomez'in ritim anlayışını çok sevdiğimi de söylemem gerek. ^_^
7-) Solo - Demi Lovato, Clean Bandit
Oldukça çarpıcı bir şarkı.

Yabancı Bir Şarkının Türkçe Cover'ı
Blank Space - Efe Burak (Türkçe versiyonu)

Efe Burak yine harika bir iş çıkarmış! ^_^

"Uyandım birdenbire, süpürge sesine!" Haha. ^_^

SAHNE PERFORMANSI
1-) Kechi - Conqueror (Estelle)

Biri yetenek kokusu mu alıyor? Ah, Kechi'den geliyordur! ^_^

2-) Conchita Wurst - This Is Me (The Greatest Showman)


Farklılıklarıyla ötekileştirilen insanların cesareti kadar anlamlı çok az şey vardır.